(Kasım 1996 tarihli HASAD Dergisi´nden)
PATATES ( Sorunları ve Çözüm Önerileri )
Patatesin ana yurdu Güney Amerika (Peru) olup, 1530 yılından sonra Dünya´ya yayılmıştır. Islah çalışmaları ise genellikle Avrupa ülkelerinde gelişmiştir.
Türkiye yeni çeşitlerin temel anaç tohumluklarını ıslahçı ülkelerden ithal ederek üretim yapmaktadır.
Patatesin Türkiye´ye girişi ve yetiştirilmesi 1850´lere uzanmaktadır. Bir görüşe göre Rusya ve Kafkasya´dan Doğu Karadeniz´e, diğer bir görüşe göre Avrupa üzerinden 1853´den sonra Sakarya vadisine yayılmaktadır. 1845´te Alman uzman Hemann´ın 9 yemeklik çeşitle Sakarya´da deneme kurduğu literatürlerde yer alır. Devletin resmi çalışmaları ise 1926´da Sakarya Araştırma Enstitüsü´nde başlanmış, tohumluk üretim çalışmaları da 1941- 42 yıllarında (Dünya savaşı sırasında) Bolu´da başlamıştır. Teknik sonuçları iyi olan bu çalışma yürütülememiştir.
1960-66 yıllarında Ödemiş Gölcük´te Hollanda´dan ithal edilen çeşitler üretilmiş ancak devam edilememiştir. 1970´li yıllarda ise Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. ile Alman KWS şirketinin kuruluşu Tohum Islah ve Üretme A. Ş. Şeker Pancarı tohumluğu bölgesi olan Bolu´da yeni Alman çeşitlerinin Temel tohumluklarını getirterek üretmeye başlamış ve özel depolar tesis etmiştir. 1972´de Şeker şirketi ortaklığı ile Türkiye´nin ilk entegre fabrikası olan Satüdaş kurulmuş patates cipsi, pür, un, nişasta, çorba ve köfte üretmeye başlamıştır.
1971 yılında ilk defa Uluslararası Patates Araştırma Merkezi (CIP) patatesin ana yurdu Peru ´nun başkenti LİMA´da kurulmuştur. 1972 Şubat´ta Bolu Dörtdivan Cemaller köyü kalkınma kooperatifi kurulmuş, patates depolama ve ambalajlama tesisi temeli atılmış ancak devam ettirilememiştir. 1973 yılında Tarım Bakanlığı´nca Bolu´da patates Deneme ve Üretme İstasyonu kuruluşu başlatılmış yer, tarla ve idare temin edilmiş ise de aksamıştır.
1976´da Bolu üreticileri bir araya gelerek Bolu Tohumluk Patates Üreticileri Derneği´ni kurmuşlar, ilgili kuruluşlarla da iş birliği yapmışlardır. 1976´da Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Ülkesel Patates Araştırma ve Eğitim Projesi ile görevlendirilmiş ve Uluslararası Patates Merkezi (CIP) ile koordinasyona girmiştir. 1981´de Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri ile Tekfen Holdingin kurduğu Tareks A.Ş. ithal tohumluk çalışmalarını 1983´ten sonra hızlandırmıştır.
1985´de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 15.01.1985 tarih ve PROTOH O 12449 sayılı yazılarıyla tohumluk ithalatı ve yerli üretim programını belirlemiştir. Ancak Tarım BakanlığıTeşkilatlarının yeniden organizasyonu, bu programı başlatılamadan aksatmıştır.
1985´de İzmir´de Simplot-Beşikçioğlu Patates Entegre Tesisleri kurarak parmak patates üretmeye başlamıştır. 1986´da Bolu tohumluk üreticileri ithalata ve yerli tohum üretimine hız veren Tarım Kredi Kooperatiflerinden 4 tane daha kurulmasını sağlamışlardır. Aynı yıl Niğde Elma fidanlığı, Niğde Patates Üretme İstasyonu adı altında patatesle ilgilenmeye başlamıştır. 1987´de Niğde´de üretici birlikleri ve Valilikçe kalibrasyon, ambalaj ağırlıklı Pataş kurulmuştur. Aynı yıl İstanbul´da Uzay patates cipsi üretimine geçmiştir.
1988´de Tareks A.Ş. Tarım Kredi Kooperatiflerinin olmuş ve Tekfen, Ar Tarım, Gömeç Tohumluk, deneme, ithalat ve yerli üretimine başlamışlardır.
1989´da İstanbul´da parmak patates üreten Avico-Starking kurulmuştur. 1990´da Bolu Patates Üreticileri Üretim ve Pazarlama kooperatifleri kurulmuştur. 1992´de Bolu´da dış pazara da yönelik parmak patates üreten BOLPAT A.Ş. aynı yıl Nevşehir Kaymaklı da üreticiler tarafından tohumluk üretimine yönelik Kapaş ve sonra bir çok firma ile 1994 Bolu´da ULAŞ TARIM SAN.TUR.İNŞ.VE TİC.LTD.ŞTİ. kurulmuştur.
Görüldüğü gibi ülkemizde patates konusunda bugüne kadar çok önemli kararlar alınmış, adımlar atılmış ancak hep aksaklıklar olmuştur. Buna rağmen iç üretim alan ve miktarların da küçümsenemeyecek gelişmeler vardır. Fakat tohumluk temini, üretim, depolama, endüstri, iç ve dış pazarlama konularında ciddi sorunlar mevcuttur. Bu sorunlarla, çözüm önerileri bu raporlarda yer almaktadır.
Devlet, özel sektör, üretici dernekleri, birlikleri ve kooperatiflerinin ülke genelini düşünerek uzun vadeli program geliştirmeleri ve koordineli çalışmaları bu sorunları çözecektir. Ülkemiz sorunları bölgeler, kuruluşlar arası iç rekabet yerine işbirliğini sağlayarak dış pazar rekabet ortamında güçlü olmayı hedeflemek zorundadır.
Toplumların gelecekteki ihtiyaçlar nedeniyle gelişmesi gereken tarım sektörü farklı bir atılım sürecine girmelidir. Günümüzde tarım ürünleri üretimine gelişmiş ülkeler özel önem vermektedirler. Çünkü halkın beslenmesi, tarıma dayalı sanayiye hammadde sağlanması, tarımsal üretime bağlıdır. Patatesin de tarımsal üretim içinde, sanayide ve beslenmede özel bir yeri olduğu düşünülerek programlar geliştirilmelidir.
1 - Bölgesel Patates Araştırma Enstitüsü Yada İstasyonların Kurulmasındaki Faydalar:
Ülkemiz Patates üretimi için gerekli tohumluğu dış ülkelerden almaktadır. Çünkü kendi ıslahımız yerli çeşidimiz henüz yoktur. Patateste tüm altyapı (Laboratuar, sera, arazi, uzman kadro) tamam olsa bile, yeni bir çeşidin ıslahı uzun yıllar gerektirmektedir. Sadece çeşit ıslahı da yeterli değildir. Elde edilen ya da ithal edilen çeşitlerin tekniğe uygun olarak üretilmesi, kalitesi amaca göre (tohumluk, yemeklik, ihracat ve endüstri) muhafazası konuları da ilmi araştırmaları gerektirir. Araştırma sonuçlarının ilgililere süratle yayımı da önemlidir.
Patates ten elde edilen yeni ürünlerin geliştirilmesi, mevcut teknolojilerin iyileştirilmesi için teknolojik araştırmalar da desteklenmelidir. Türkiye´de ve Dünyada son yıllarda zirai, tıbbi, kimyevi, iktisadi önemi olan patates için bir merkezde ana kurum, üretim bölgelerinde de tali kurumlar oluşturulmalıdır. Böyle bir yatırımın boşa gitmeyeceği ileriki yıllarda görülecektir.
2 - Devlet Desteklemesi
Avrupa ülkelerinde tarıma çok büyük oranda destekleme uygulandığı için bu ülkelerde yapılan üretim maliyeti ülkemize göre çok düşüktür. Onlarla rekabet edebilmemiz ancak üretim maliyetini düşürecek önlemler almakla mümkündür.
Bunun için birim alanda ürünü artırmak, depo ve nakliye kayıplarını azaltmak yanında üreticiye araştırma, organizasyon, üretim teknikleri eğitimi, tohumluk temini ya da dağıtımının denetleme aşamalarında devlet destek vermelidir. Destekleme sadece nakitle ürünü satın almak olmamalıdır.
Devletin ürün alması istismarlara, hazırcılığa neden olmaktadır. 1985, 1986, 1987 ve 1988 yıllarında belgeli (sertifikalı) tohumluk temininde üreticiye destek verilmiş, ancak sonraki yıllarda bu destek kaldırılmıştır. Bugün kontrolsüz, başıboş bir tohumluk dağıtımı görülmektedir.
3 - Tohumluk Üretimi, Çeşit Islahı ve Seçimi
Bitkisel üretimin arttırılmasında en önemli girdi tohumluktur. Ekolojisi hemen her türlü tohumluğu üretmeye uygun Türkiye´nin tohumluk üreticisi ve ihracatçısı durumuna gelmesi için herkese görevler düşmektedir. Ülkemizde, araştırmacıları yeni çeşitler bulmaya teşvik eden ve çeşitleri koruyan bir kanun yoktur. Böyle bir kanun, tohumculuğun gelişmesi ve dış ülkelerle tohumluk ilişkilerinin ciddileşmesini sağlayacaktır.
OECD Sertifikasyon sisteminin Türkiye´de tatbiki ile büyük potansiyel e sahip ülkemizin tohumluk ihracatını önleyen önemli bir engel ortadan kalkacaktır.
Tohumluk fiyatlarındaki artışların sertifikalı (belgeli) tohumluk kullanımına olan talebi önemli ölçüde azalttığı bir gerçektir. Üreticiye yüksek verimli, kaliteli tohumluk temin edilmesine yönelik Sertifikasyon sistemimizde tohumlukların sadece üretim aşamasında değil pazarlama ve sonrasında da kontrolünü sağlayan bir sistem geliştirilmelidir. Bu sistemde tohumluk desteklemesi yeniden devreye sokulmalıdır. Tohumluk ithali, üretimi ve dağıtımında 308 sayılı yasa tavizsiz uygulanmalı, işlerlik kazandırılmalıdır. İthal edilecek çeşitler iç ve dış pazarda alıcı bulmalıdır.
Tohumluğu yalnız ticari meta sayan anlayışların mevcudiyeti ile ulusal nitelikli ıslah programları aksatılmış, çok sayıda çeşit, yabancı tohumluk teknolojisi adına Türkiye´ye sokulmuştur. Üretici yeni bir çeşitten en yüksek verime ulaşacakken, karşısına her yıl yeni çeşitler çıkmaktadır. Tohumluk üretim alanlarının ekoloji, tecrübe ve hastalıklarla bulaşıklık oranı dikkate alınarak seçilmesi, yemekher bölgede ve hatta aynı bölgenin aynı tarlalarında tohumluk, lik, endüstrilik üretimler yan yana yapılmamalıdır. Bu konuda kanuni, idari ve eğitimle düzenlemeler yapılabilir.
Erit, orjinal gibi yüksek kademelerde tohumluk ithaliyle özel bölgelerde geçmişte olduğu gibi Anaç tohumluğun da ülkemizde üretimi sağlanabilir. Üretim bölgelerindeki kurumlar, araştırma ve kontrol konularında ciddi olmalıdırlar.
Patates tohumluğunun kalitesini yumru ile taşınan patojenlerle (Virüsler, Bakteriler, Funguslar, Nematodlar) bulaşık olmama, fizyolojik yaş, tohumluğun kaynağı, çeşit safiyeti, yumru iriliği, yarasız, beresiz olması gibi unsurlar belirler. Yemeklik, tohumluk, ihracat turfanda işletme endüstrisi için AT ülkeleri gibi standartlar belirlenmeli ve daha iyisini yapmak için üretim yapılmalıdır. Ülkemizde hastalıklarla bulaşık olmayan çok bölge vardır.
308 sayılı kanun gereği iç ve dış karantina tedbirleri sıkı şekilde uygulanmalıdır. Bir ülkenin tohum ihtiyacı o ülkeden karşılanmalıdır. Zira ithal tohum her zaman bulunmayabilir. Fiyatlar çok yüksek olabilir ya da iklim hastalık, kriz gibi nedenlerle istenilen sağlıklı miktarda tohumluk ithal edilmeyebilir. Türkiye´de büyük çapta Sertifikasız (belgesiz, etiketsiz) ürün, tohum diye satılmaktadır.
Alıcıya tohum menşei, sağlık durumu ve çeşit safiyeti konularında hiç bir garanti verilememektedir. Rasgele tohumlukla üretime başlamak para, emek ve gübre harcayan buna umut bağlayan üreticiler için önemli risktir. Resmi sistemin işlemediği yer ve zamanlarda çiftçileri belgesiz tohumluk alıyor diye kimse suçlayamaz. Uygun bir belgeleme sistemi ile ilgili tarafların çıkarları korunur.
Başta Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Ziraat 0daları, Ziraat Mühendisleri Birliği ve Odaları, Ticaret Odaları, Ziraat Bankası, Ziraatçılar Derneği, Tarım Kredi Kooperatifleri, Çiftçi Birlikleri, Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Basın Yayın Kuruluşları, tohumluğun önemini, temin ve sertifikasyonu konusuna milli bir önem vermeli ve çiftçimizi bilinçlendirmelidirler.
4 - İthal Tohumluğun Her Bölgeye Girmesinin Sakıncaları
Ülkemizde her toprağa patates dikimi yapıldığı görülmektedir. Halbuki uygun tarla seçilmeli, ciddi bir tahlil sonucu toprak tanınmalıdır. Özellikle tarlaya 4 yılda bir patates dikilerek, münavebe uygulanmalıdır. Tarla hazırlığında toprak altı zararlılarına karşı kültürel ve kimyasal önlemler alınmalıdır. Toprağı derin işleyen, havalandıran uygun aletler kullanılmalıdır. |
Islah edilmiş verimli, kaliteli patates çeşitleri genellikle Amerika ve Avrupa kökenlidir. Bu çeşitler, o ülkelerde hüküm süren çevre koşulları (sıcaklık, gün uzunluğu, ışık yoğunluğu vb) altında ıslah edilip seçilmektedirler. Yine bu çeşitlerde o ülkelere özgü hastalıklara dayanıklılık yönünden bir seleksiyon ve sertifikasyon uygulanmıştır. Patates verimi çevre koşullarından büyük oranda etkilendiği için bu çeşitler kısa günlerin hüküm sürdüğü Türkiye´deki verim denemelerinde genellikle düşük verimli olmaktadır.
Patates tarla, depo ve pazarda çevre ve iklim şartlarından en çok etkilenen haşere ve hastalıklara en çok maruz kalan bitkilerdendir. Kültürel, fiziksel, kimyasal yollarla önlenebilen haşere ve hastalıklara olduğu gibi, hiç bir şekilde önlenemeyen ve büyük zararlara neden olan hastalık ve zararlıları da vardır. Öyle ki bazı hastalıklar görüldüğünde yumru ve bitki imha edilmeli ve bulaşık tarlaya uzun yıllar patates dikilmeyip zirai karantina uygulanmalıdır.
Bu hastalık ve zararlılar her ne kadar ulusal ve uluslararası standartlarla sınırlandırılmış ise de her gün yeni problemlerin ortaya çıkacağı bir gerçektir. Ülkemizde tabii ve teknik seleksiyona uygun bölgeler vardır. Yıllardır tohumculuk yapan bu bölgelerin yanında yeni bölgelerde açılabilir. Teknik teşkilatların öncülüğü ve kontrolünde bilinçli üreticilerle hastalık ve zararlıları en aza indirilmiş kaliteli tohumluk üretebilir. Böylece tohumcu bölgede ayıklanan ve 308 sayılı
Tohumlukların Tescil, Kontrol ve Sertifikasyonu hakkındaki Kanun´a göre üretilip etiketlenen tohumluklar yemeklik, turfanda ve ihracata açık bölgelere sevk edilebilir.
İhracat şansı olan bölgelerimiz bu şekilde hem temiz, sağlıklı tohumluk kullanacak, hem de yerli belgeli tohumlukla maliyeti düşürerek dış pazarlarda kalite ve fiyata rekabet gücümüzü artıracaktır.
İthal tohumlar ana üretim ve ihracat bölgelerimize doğrudan girmesi problemleri çoğaltacak, maliyeti artıracak AT ülkeleri başta olmak üzere tohumluğu kendilerinden aldığımız ülkeler patates ürünlerimizi almayacaklardır.
Konuyla ilgili acil önlemler alınıp, ilgili kuruluşlarca eğitim, kanun, karar ve karantina yoluyla üreticiler aydınlatılmalı ve tohumcu bölgeler ayrılmalıdır. Böylece ithal tohumlukların ürününün hemen yemeklik olması önlenecek, ihracatımız uzun yıllar sürecektir.
5 - Üretim Teknikleri Uygulaması
Tohumluk seçiminde ürünün yetiştirilme amacına (turfanda, ihracat, tohumluk, yemeklik ve endüstri) göre planlama yapılmalıdır. Patates fiyatı istikrarsız ürünlerden biridir.
Ürünün para ettiği yılın ertesinde her iklimde, her toprağa herkesin patates dikimi yaptığı görülmektedir. Hâlbuki uygun tarla seçilmeli ciddi bir tahlil sonucu toprak tanınmalıdır. Özellikle tarlaya 4 yılda bir patates dikilerek münavebe uygulanmalıdır. Tarla hazırlığında toprak altı zararlılarına karşı kültürel ve kimyasal önlemler alınmalıdır. Toprağı derin işleyen, havalandıran uygun aletler kullanılmalıdır. Gübrelemede toprak tahlil sonuçları ve tecrübeler birleştirilmeli tohumluk, yemeklik, endüstrilik çeşit özellikleri dikkate alınmalıdır. Birçok bölgemizde yumru filizlendirilmeden dikim yapılmaktadır. Böylece tarlada intaş etmeyen yumrular çiftçiyi zarara sokmaktadır. Tohumcular ve üreticiler dikim öncesi ön filizlendirmenin ve tekniğe uygun yumru kesmenin önemini artık kavramalıdırlar. Maalesef sattığı tohumluğun yanında çeşit özellikleri ve teknik bilgiler veren tohumcu ülkemizde azdır. Dikim zamanı, sıklığı, derinliği, çapa, sulama teknikleri bölgeye, toprağa, çeşit özelliğine ve üretim amacına göre değişir.
Hastalık ve zararlıları en çok olan bitki patateste seleksiyon, (ayıklama) zirai mücadelede, tarlada ve depoda sürekli olmalıdır. Özellikle sertifikasyonla ilgili hastalık, zararlı standartları yeniden ele alınmalı ve üreticiler aydınlatılmalıdır. Birçok bölgede yeni uygulanabilen yeşil aksam (pür-devek) öldürme işlemi tüm bölgelerimizde faydalı olacaktır. Kalite ve verimi etkilemeyecek şekilde makineleşmek standardı iyileştirecek, maliyeti düşürecektir.
6 - Zirai Mücadele Erken Uyan Sistemi
Patates, üretiminden tüketimine kadar böcekler, nematotlar, virüsler, bakteriler ve fungusların tehdidi altındadır. Bu hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı tohumluk kullanımı yanında etkin mücadele (kültürel, kimyasal) hizmetinin verilmesi gerekir.
Önemli üretim bölgelerinde çevre şartlarının (ısı, nem rüzgar vs.) çok ciddi ve ilmi takibi gereklidir. Bu takipler ise meteoroloji ve tarım teşkilatlarının program, imkan ve uzmanları ile mümkündür. Birçok bitki için birçok bölgede mevcut erken uyan sistemlerinin patates üretim bölgelerinde tesisi büyük yük değildir. Erken uyarı sistemiyle
7 - Depolama Tekniği ve Önemi
Ülkemizde patates depolama tesislerinin sınırlı ve ilkel olması hasad edilen ürünün büyük kısmının aynı anda pazarlanmasını zorlamaktadır. Bu da piyasa fiyatlarına baskı yapmaktadır. Depolama şartlarının iyileşmesi halinde piyasaya yapılan Patates arzı daha düzgün, fiyatlar da istikrarlı olacaktır. Depolama niteliği Patatesin üretim ve tüketim amacına bağlıdır. Depo mimarisi ve işletme tekniği bu amaçlar doğrultusunda düzenlenebilir.
8 - Depolama Yararları
8 - Depolama Şartları
Patates depoları tecritli olmalı dış iklimden kolay etkilenmemeli, iyi havalandırılmalı, depo nemi % 80-90 olmalıdır.
Tohumluk + 4°C, yemeklik ve endüstri patatesi + 10 C de muhafaza edilmelidir. Nişasta oranı yemeklikte % 12-16, endüstri patatesinde % 16-25 olmalıdır. Ayrıca şeker oranı yükselen patates endüstride işlenmez. Büyük üretim bölgelerinde üreticiler bilinçlendirilmeli hatta sera ve kümeslerde uygulanan devlet desteklemesi ile projeli termometre, higrometreli, ısıtma, havalandırılmalı ve kalibrasyon makineli depo tesisleri artırılmalıdır. Böylece kalite iyileşecek, fiyat dengelenecek, iç ve dış pazar istikrar bulacak ve 30´lara varan depolama fireleri düşecektir.
10 - Patates Endüstrisi
Türkiye´de geç kalmış endüstrilerden biri de Patates endüstrisidir. Ülkemizde kentsel nüfus artmakta ve bu nüfus işlenmiş patates yeme eğilimine girmektedir.
Ham ürünle sınırlı Dış satımlar yapılabilir. İşlenmiş ürün ihracatı ise pazar şansımızı artıracaktır. Endüstride işlenmiş patateslerle dış pazarlara çıkmak teknik engellerle (hastalık, karantina v.s.) karşılaşmayacağı için çok önemlidir.
Ön pişirilmeli, dondurulmuş, kızartılmış patates geleceğin en parlak üründür. Püre, un, cips, nişasta, ispirto gibi patates ürünleri tüketimi de artmaktadır.
İşleme endüstrisinin bütün yıl boyunca periyodik ve belli miktarda patatese ihtiyacı vardır. endüstrinin devreye girmesi patates piyasasını büyütecek ve dolayısıyla üretimle fiyat istikrar bulacaktır. Bu da üreticisinin modem üretim ve depolama tekniğini geliştirecektir. Çiftçiler, işletme endüstrisinin yeni çeşit taleplerini uygun yetiştirme ve depolamayla karşılamaya hazır olmalıdırlar.
Eğer endüstri ile tohum temin edenler (devlet, ithalatçı, üretici, sektör) birlik beraberlikle çalışabilir ve sahip oldukları bilgileri patates üreticisine de aktarabilirlerse patates üretiminin, tüketiminin, dış satımının gelişmesinde önemli rol oynarlar.
11 - Pazarlama Bordları Kurulmalıdır
Tarım sektöründe kaynakların sınırlı olması, önemli ölçüde iklim şartlarına bağlı bulunması piyasa şartlarına uyumda esnek olamaması ürünlerin depolanmasının zor olması ve üretim-tüketim zincirinde ilk üreticilerin yeterince etkili olamamaları nedenlerinden dolayı üreticilerin örgütlenmesi gerekir. Türkiye´de tarım üreticisi örgütlenmez ise umulan sonuçların alınması mümkün değildir. Ancak tarıma girdi sağlamak ve tarım ürünlerini pazarlayarak değerlendirmek amacı ile kurulmuş kooperatifler, birlikler giderek politik, bürokratik özellikle devlet kuruluşları haline gelmiştir. Yine de yapısını oluşturup amacına uygun çalışan örgütler mevcuttur.
Bordlar gelişmiş ülkelerde önemlidir. Gelişmekte olan ülkelerde ise yeni kurularak tarım ürünü ticaretinde ağırlıklarını arttırmaktadırlar.Örneğin İngiltere´de Patates bordu vardır. Bu bord Patates üretimi, depolama, pazarlama, konularının yanı sıra tüketici eğilimleri, pazar payları gibi konularda da kapsamlı bir kayıt sistemi tutmaktadır.
Ülkemizde de kurulabilecek organizasyonla halkımıza patates tüketimi alışkanlığı kazandırılması üretimde kalite, girdi, temini, dış pazarların bulunması ve pazarlara kaliteli ürün sunulması sağlanabilecektir.
12 - İç ve Dış Pazarlama
Ülkemizde patates ürünü hasat sonrası genellikle sınıflandırma ve ayıklamaya tabi tutulmaktadır. Türk Standartları Enstitüsünün TS 1222 no´lu patates standardı vardır. Ancak mecburi yürürlükte değildir. Hasat, depolama tekniği geliştirilip, makineli kalibrasyona önem verilmelidir. Ülkemizde patates ortalama 70 kg plastik çuvallara konmaktadır. AT ülkelerinde ise 1-3-5-1025 kg´lık polipropilan, jüt, kağıt torbalar veya mukavva kutular içinde etiketli pazarlanır.
Uluslararası standartlarda kalite, ham yumru pişmiş yumru ve işlenmiş olarak dikkate alınır. İşleme gücünü (cips, parmak patates) patateslerde nişasta şeker oranının korunması gerekir. Üretim programı yapılırken ihraç, iç tüketim sanayiye göre çeşit seçilmelidir. AT, Orta Asya ve Ortadoğu pazarında rekabet şansımız şu an fazla önemsenmeyen kalite, kalibrasyona önem vermekle mümkün olabilir. Patatesin iç ve dış fiyatlardaki dalgalanmalar, pazara arz edilen patates miktarına olduğu kadar patatesin üreticiden tüketiciye ulaşıncaya kadar izlediği pazarlama kanalına da bağlıdır. Patates özellikle yurt dışına soğuk hava tertibatı araçlarla gönderimli ve gümrük kapılarında bekletilmemelidir. Üreticilerin birlik ve kooperatiflerle bir araya gelmeleri de dış pazar şansımızı artıracaktır.
Ortak pazar ülkeleri Ocak-Haziran döneminde 300.000 Ton civarında patates ithal etmektedirler. Bu talebi karşılayabilmek için altyapı ve tarımsal, kültürel önlemlerin tohumcu bölgelerden başlayıp Adana başta olmak üzere Turfandacı bölgelerimizde çok iyi uygulanmalıdır. Erkenci bölge üreticileri ve ihracatçılarına uygun çeşitlerin tohumluk temini, eğitim, teşviklerle destek verilmelidir. Böylece patates ihracatının üretim içindeki payı da yükselecektir.
AT ülkelerinin hemen hepsi üreticidir. Kendi üreticilerini korumaktadırlar. Yine de belli dönemlerde belli koşullarla ihracatımızın arttığı görülürse de patateslerin ve yetiştikleri toprakların tehlikeli hastalıklardan (Synchytrİum endobiotİw cum, Corynebakterİum sepedonicum) ari olduğunu gösterir resmi sağlık belgesi şartı aramaktadır. İhracat bölgelerimizi korumaz isek önemli pazarımız olan Ortadoğu ülkeleriyle de sorunlar büyüyecektir.
13 - Tüketim Teşvik Edilmelidir
Diğer gıda ürünleri ile karşılaştırıldığında patates, kalori ve protein bakımından çok zengindir. Ayrıca insanlar için gerekli olan vitamin ve mineralleri bünyesinde bulundurur. Hastanın, yaşlının diyetinden, çocuk mamasına kadar her yaştaki insanın besini olmaktadır. Haşlanmış patatesin 100 gramı 80 kalori vermektedir.
Bu kaloriyi almak için 243 gram ekmek, 114 gram pirinç, 302 gram büftek veya böbrek yenmesi gerekmektedir. Orta boy bir tek patates yumrusu 25 yaşında normal çalışan bir erkeğin günlük ihtiyacı olan C vitamininin % 28´ini, B vitaminin % 8-10´unu, B- 1 vitaminin % 7-9, Demirin % 68´ini, Proteinin % 4-5´ini karşılar. Sağlık ve fizik güzelliğini bozmadan zayıflamak için günlük 800-1000 gram patates yenmesi ile haftada yarım kilo zayıflamak mümkündür. ´.
Artan nüfus ile gelişmekte olan sanayiimiz karşılaştırıldığında ,Türkiye kişi başına Patates tüketiminde gelişmemiş ülkeler arasında yer almaktadır.Ülkelerin sanayii,sosyo-ekonomik yapısı ile Patates üretimi ve tüketimi arasında büyük bağ vardır.Gelişmiş ülkelerde Patates çok üretilip çok tüketilmektedir.Dünyada kişi başına Patates tüketimi en yüksek ülke106 kg ile İngiltere'dir.
Ülkemizde tüketmin arttırılması içintüketici bilinçlendirilmeli,çeşit adı yazılı,etiketli küçük ambalajlı Patatesleri tercih etmesi sağlanmalıdır.Bunun için uygun depolama,sevkiyat ve perakende satışla evlere stok önlenmelidir.Büyük süpermarketler bu konuda öncü olabileceği gibi Patates soyma,oğrama,ezme,pişirme gibi mutfak aletleri tüketiciye sunulmalıdır.Sağlıklı beslenmede yalnızca ekonomik güç yeterli değildir.Halkın sağlıklı beslenme metodları konusunda eğitilmesi sağlanmalıdır.
Patates ununun ekmeklik Buğday unlarına % 4 oranında katılabilmesine ilgili sağlık bakanlığı 07,01,1983 tarih 5643 sayılı genelgeyle izin vermiştir.Uygulanması sağlanmalıdır.
Hazır gıdacılar,Otel,Restaurant aşçılarımız,yayımcılarımız patates tüketimine önem vermeli,Mengen aşçılar Festivali giib etkinlikler ve yemek çeşitleri yayımlarıyla konu genişletilmelidir.
SONUÇ
Yukarıdaki sorunların ciddi olarak ele alınıp çözüme kavuşturulması halinde binlerce patates üreticisinin ekonomik refaha kavuşturulabileceği gibi ülke ekonomisine de çok büyük katma değer sağlayacaktır.
Bu çözümler devlet desteğiyle olabileceği gibi, üreticilerin kendi aralarında teşkilatlanması ve ilgili kuruluşlarla işbirliği yapılması halinde de mümkün olabilir.
Ülkemizde patates üretimine yön veren patates işleyen ve standartlara uygun bir biçimde pazarlayan, ne devlete, ne de üreticilere ait örgütler mevcuttur.
Üretici kuruluşlarının yanı sıra, tohumluk patates üreticileri, yemeklik patates üreticileri birlikleri ya da kooperatiflerini örgütleyerek yayın ve finansmanını sağlayacak bir kuruluş görevi üstlenebilir. Patates Birlik ve Kooperatiflerinin oluşumuyla fiyat istikrarı ve pazarlama garantisi sağlanacak, tohumluk, yemeklik, sanayilik patates üretimi güvenilir duruma getirecektir.
Patates ham, pişmiş ve işlenmiş yumru dış satımının dış pazar talebine ve standartlara göre yönlendirilmesi yanında ıslaha önem vererek sertifikalı tohumluk üretiminin teşviki, tohumluk kontrol mekanizmasının güçlendirilerek elde edilecek tohumluğun ihraç imkanlarının geliştirilmesi patatesin ülkemizde geleceğini garanti altına alacaktır.
Dünyada ve ülkemizde üretilen ürünlerin miktarından çok kaliteleri önem kazanmaktadır. Bu nedenle üretim artışının yanında kaliteli üretim için ciddi önlemlerin de alınması gerekmektedir.
Üretilen ürünlerin de, tüketiciye, sanayiye sunulmasında ve ihracında kalitenin korunması için her türlü çabanın her kişi ve kuruluşlarca sarf edilmesi gerekmektedir. En önemli sorun üretim planlamasında konu ile kuruluşlar arasındaki koordinasyon sağlanamamasıdır. İthal edilecek çeşitlerin araştırmalarının daha titiz yapılması, yerli çeşit geliştirilmesi, bölgelere tüketim amacına göre çeşit seçilmesi, kaliteli, belgeli tohum üretilmesi, üretim tekniğinin geliştirilmesi bitki sağlığına önem verilmesi, araştırma, deneme, üretme kurumlarının, faaliyete geçirilerek özel sektör, çiftçiler, enstitülerle endüstri ve ihracatçılarla iş birliğinin artarak sağlanması gerekmektedir.
Sonuç olarak arazi, depolama, laboratuvar, yumru sınıflama, ulaşım, pazarlama, endüstri, fiyat garantisi ve yayla özellikli bölgelerde 8-10 Araştırma deneme, üretme, enstitü ya da istasyonun kurulması patateste Türkiye'ye büyük gelecek sağlayacaktır.
Patates dikimi ve sökümü Avrupa içinde önemli olan Adana, Antalya'dan başlar. Ege (Ödemiş, Aydın, Söke, Bozdoğan, Altınova) Amasya,Tokat-Niksar, İnegöl, Trakya, Sakarya, Karadeniz, Bolu, Afyon, Nevşehir, Niğde pilot bölgeleriyle devam eder. bu bölgeler dışında bir çok bölgede de üretilen patates yukarıdaki konuları ve sorunlarıyla birlikte düşünülmeli ve önemsenmelidir.
Bu rapor patatesin geçmişi, bugünü, sorunları ve çözüm öenrileriyle hazırlanmıştır. Nedeni ise konuya yeni girenlere ışık tutması, konuyla ilgili makam sahiplerinin ise sorumluluklarını kavramaları içindir. Çok güzel programların başlatılıp sonradan aksaması makam sahiplerinin, günlük politika, bölgecilik, bilinçsiz rekabetle ve siyaset gözüyle konuya bakmalarındandır.
Bu rapor ulaşılabilen kaynaklara dayanılarak ard niyet gözetilmeden hazırlanmış olup elbette ki zamanla eksiklikleri görülecektir.
Patatesle uğraşan herkesin eksiklikleri bildirmeleri, tamamlamaları ve yeni teknolojileri birbirine aktarmaları ülkemiz kalkınmasına, dünyanın gelişmesine katkı sağlayacaktır.
Bu nedenle patatese gönül verenlerin birbirlerini tanımaları en güzel yoldur.
KASIM 1996
Saygılarımla
Halit Ulaş
Bu rapor 1996 Kasım ayında yayınlanmış olup,maalesef günümüz 2021 Ocak ayında da günceldir.
PATATESİ TANIMAK VE SORUNLARINI ÇÖZMEK
TÜM TARIMIN SORUNLARINI BİLMEK VE ÇÖZMEKTİR.
ZİRA; PATATES DÜNYADA, HASTALIKLARI,ZARARLILARI,SORUNLARI EN ÇOK OLAN
BİTKİ, ÜRÜN VE GIDADIR.